Maelzel'in Satranç Makinesi; Türk.
Bu otomat, ilk satranç otomatlarından birisidir ancak otonom değildir. Bir ilüzyondur. İlk yaratıcısı Von Kempelen 1770 yılında bu otomatı ilk olarak Avusturya kraliçesi Maria Theresa'nın beğenisine sundu. Daha sonra bir Avrupa turuna çıkan The Turk aralarında Benjamin Franklin'in de bulunduğu dönemin ünlü simalarıyla maç yaptı ve çoğunu kazandı. Von Kempelen Türk'ü de alarak kenara çekildikten sonra uzun müddet bu otomatın nasıl çalıştığına dair tartışmalar yaşadı Avrupa. Freiherr Joseph Friedrich zu Racknitz, Türk'ün bir kopyasını yaratıp nasıl çalıştığını çözmeye uğraştı ve bir sonuca vardı, ki doğruya çok yaklaşmıştı. Türk'ün içerisinde ya bir cüce yada bir çocuk saklanıyor ve oyunu o oynuyordu!
1804'te Von Kempelen'in ölümünden sonra, bahtsız Türk bir çok elden geçip, müzik otomatları da yapan Johann Maelzel'in eline geçti. Bütün bu el değiştirmeler sırasında hakkındaki gerçek bir türlü ortaya çıkamayan Türk, hala üzerindeki büyüyü korurken Maelzel tarafından iyi bir finans kaynağına dönüştürüldü. Dönemin en önemli insanı Napoleon Bonaparte'la Schönbrunn Sarayı'nda karşılaşan Türk, Napoleon'u 24 hamlelik bir maç sonucunda yener. O dönem Avrupa'yı titreten insanın bir otomata yenilmesinin Türk'ün ününe ün kattığını söylemeye gerek yok sanırım. Gerçi Napoleon'un ünlü vecizinden yola çıkıp, kendisinin satranç oyunculuğu hakkında hiçbir bilgim olmamasını da eklersek, maçın satıldığı ve hasılatın paylaşıldığını iddia etmekten geri kalamayacağım.
Bir süre daha Avrupa satranç arenasında boy gösterdikten sonra Amerika turnesine çıkar 1835'te Edgar Allan Poe'nun bir iki maçını izledikten sonra edindiği izlenimleriyle bir ilüzyon olduğunu ifşa eden öyküsü Türk'ün ününe gölge düşürdüyse de Türk'ün sonu Maelzel'in yardımcısı ve bilinenler ışığında Türk'ün içinde bulunan satranç oyuncusu olan Wilhelm Schlumberger'in ölümüyle başladı. Schlumberger'in ölümünden bir iki sene sonra da Maelzel öldü ve Türk bir daha turneye çıkamadı.
İşin ilginç tarafı, Schlumberger sarı hummadan, Maelzel aşırı alkolden ve Poe'da aşırı alkol ve uyuşturucudan öldüler. Türk ise bir müddet inzivaya çekilip, orası burası kurcalanıp herşeyi ortaya çıktıktan sonra bu utanca dayanamayıp ölmeye karar verir, ancak kendisini yakmak isterken 1854 büyük Philedelphia yangını başlattığını halen kimseler bilmez.
Bu solda gördüğünüz illüstrasyon ise Türk benzeri başka bir otomat. Kendisi Ajeeb, o da bir ilüzyondu. Türk'in başarısından etkilenilip 1868'de yapıldı. O da bir çok ünlüyle maçlar yaptı. Houdini, Theodore Roosevelt bunlardan bazıları.
1890'a kadar gerçek bir satranç otomatı yapılamadı. O yıl El Ajedristica, Luis Torres y Quevedo tarafından yapıldı. El Ajedristica gerçek bir otomattı, içinde ne cüce, ne çocuk ne de yetişkin bir satranç oyuncusu bulunmuyordu. Ancak öncülleri kadar fazla hamle yapamıyordu, daha ziyade bazı kapanışları yapmakla mükellefti. Öncüllerinin ilüzyon olması, onun büyük bir başarı olduğunu malesef gölgelemişti.
4 Comments:
güzel bir yazıydı değişik bir şeyler ararken rastgelmesi güzel oldu. inşallah geri kalan yazılarınızı da oluyacağım
teşekkür ederim. iyi okumalar.
Bu bilgileri nereden buldunuz, çok hoşuma gitti. Tebrik ederim
Güzel bir blog ve bir o kadar da güzel bir paylaşım.Teşekkürler
Satranç
Yorum Gönder
<< Home