26 Ekim 2005

Robotlar ve Yapay Zeka II

Bilimkurgunun sınırsızlığında bir adım daha atmadan önce gerçek dünyaya biraz bakalım...

Bir şekilde ateşi icat ettikten, alet yapmayı öğrendikten sonra yerleşik bir düzene geçip tarım yapmayı düşünen atalarımız ufak bir sorunla karşılaştılar. evet ürünlere sahip olmak güzel ama bu ürünleri nasıl takas edeceğim? Benim bir sürü elmam var, kaç elmam olduğunu nereden bileceğim, takas ederken kaç inekle takas edeceğim ve bu karşımdaki herifin beni kazıklamadığından nasıl emin olacağım? O an TMA-1( Tycho Tektaşı ) neanderthallere indiği gibi homo sapiens'e inmediğine göre sayı saymayı kendimiz bulmuş olmalıyız ki bulduk da. Kafamız karıştı önce, bu sayılar ne kadar da çoktu, iyi ama ben bir sürü elmamdan bir sürü elma verdiğimde kalan elmalarımı nasıl hesaplayacağım? Bu sorunlar iki sonuca neden oldu ki ikisi de yaşadığımız dünya için olabildiğince önemli; birincisi sayı saymayı ve aritmetiği bulduk. Gerçi aritmetik kesinlikle soyut değildi, sayıları somutlaştırmak için pek çok yöntem bulmuştuk;ipler, çubuklar,kil tabletler. Somut nesneleri çıkartıp topladık uzun müddet. İkincisi ve belki de en önemlisi muhasebeciler doğdu.

Uzun müdddet bu sistem işledi, iki farkla; rakamları keşfetmek ve aritmetiği somuttan soyuta dönüştürmek. Abaküsü bulduk rakamlarımızı kontrol etmek için, bir de daha büyük bir muhasebeci sınıfı oluşturduk bu arada. Geliştikçe ihtiyaçlar arttı, ihtiyaçlar arttıkça da çözümler. şehirler kurduk, kanunlar yazdık, kanunlara uymayanları öldürdük, arada bol bol savaştık öyle böyle 17. yüzyautomatic calculatorıla geldik. Artık aritmetik hesaplar havsalamızın alamayacağı kadar karmaşıklaşmıştı, yeni bilimdallarının matematiğe olan ilgisi ve sevgisinin ve zorunluluğunun da sayesinde. Wilhelm Schickard 1623'te ilk hesap makinesini icat ettiğinde bunun muhasebecilerden daha ziyade bilimadamlarının işine yarayacağını düşünmüş olmalı ki Keppler'e astronomi hesaplarında nasıl kullanılabileceğine dair bir mekdifference enginetup göndermişti. Böylece hesap eden makinelere kavuştuk, tabi hesap edeceği şeyler için bir iki çark çevirmek zorundaydık. İki yüzyıl kadar da bu hesap eden makineleri geliştirmekle harcadık. 1833'de Charles Babbage yeni bir makine icat etti ve günümüz bilgisayarlarının mantığına ilk adım atılmış oldu. ffiiiyyuu ne çaba, türümüz yaklaşık 60.000 yıldır bu dünyada, bilgisayara ulaşabilmek için bunun %99.996777 sini harcamışız. Hayal kırmaya gerek yok, son 100 yıl içinde varlığımızın %99.997 sinde beceremediğimizi inanılmaz boyutlara getirmeyi becerdik.

Analog BilgisayarEndüstriyel Robot KoluHesap kitapla bu kadar uğraşırken mekanikte o kadar boş durmadık. Kendimizin kullandığı onlarca alet ürettik ama hesap etme işini üzerimizden atınca, bu aletlerin bizsiz de çalışabileceğini algılamamız uzun sürmedi. Önceleri bilimkurgu eserlerindeki robot kavramı bir pazarlama aracı olarak kullanıldı. 1938'de Westinghouse firması, yürüyebilen, konuşabilen, kafasını ve kollarını oynatabilen Elektro ismElektroiyle anılan 8 robot yarattı. 1940'da ise Sparko isimli havlayabilen bir köpek! 1962 yılında ilk defa işe yarayacak robotlar için çalışılmaya başlandı. Bunlar aslında sadece birer aletti, ancak farklı programlarla farklı işlemler gerçekleştirilebilirdi ki bugünkü çılgın tüketim toplumumuzun yaratılmasına büyük yardımı dokunan Henry Ford hayatta olsaydı gözleri yaşarırdı. Tabi yine 1940larda ilk kendi kendine karar verip uygulayabilen robotları geliştirmeye başladığımızı da unutmamak lazım... Verebileceği kararlar bizler tarafından belirlenmiş olarak. Endüstriyel robotlar kendi çaplarındaki kısa evrimlerini tamamlamış görünüyor ama dışarıdan müdahale olmadan davranan robotların geliştirilmesine devam ediliyor. Bilgisayarlar artık hayatın önemli bir parçası, hala sadece hesap etme işlevi ağırlık taşısa da yapay zeka çalışmaları ilerlemeye devam ediyor.

Bu noktada bilimkurgunun, bilime yön verdiğini iddia etsem abartmış olmam herhalde. Isaac Asimov ve 3 robot yasası, Arthur C. Clarke ve HAL, Douglas Adams ve Marvin, Philip K. Dick ve replicantlar...

Robot ve Yapay Zeka bizim için çok yeni kavramlar, var olma sürecimizin sadece %0,0016777 gibi kısa bir süredir gündemimizdeler. Poe; "düşlerin tek gerçeklik olduğuna inananlar'a adıyorum" der kısa öyküleri için. Düşler gerçek oluyor, olmaya devam edecek.

2 Comments:

Anonymous Adsız said...

inan takasın mantığı senin yazdığın şekilde işlemedi. özellikle ateşi icat edip sonra alet yapmayı öğrendik hadi şimdi sırada ne var gibi bir evrimci ilerleyiş de yok. güzel satırlar ama sadece bir giriş için, gine de blogunu izlemeye devam.

4:06 ÖS  
Blogger r2 said...

teşekkürler. takasın mantığının böyle işlemediğini yada kurgulanmadığını tahmin edebiliyorum. Ancak rakamların evrensel tarihi isimli tübitak'tan çıkan seriden aklımda kaldığı kadarıyla aritmetik böyle böyle doğmuş...

6:23 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home